Salı, Şubat 07, 2006

Hikaye 4. Bölüm



Sonata

Garip bir ses, sürekli ısrar eden bir ikaz ile uyandı genç adam, yatağın başındaki alarmlı saati çalıyordu. Dışarıdan ise gürültülü sokak sesleri, Parisin telaşesi duyuluyordu. Kalktı, dışarı baktı. Malesef, bankanın ışıklı panosu yerinde duruyordu, ve arabalar hızla geçmeye devam ediyorlardı. Rüya gördüm diye düşündü.

Kolalı gömleği ile uyuduğunu farketti, elini saatine götürdü ama bulamadı. Hayret diye düşündü. Gömleğini çıkardı, asmak için kaldırdığında cebinde bir kağıt dikkatini çekti. Bestekarın sonatasının ilk gecesi yazıyordu. Olamaz diye düşündü, hemen telefona sarılıp arkadaşını aradı. Telefonda arkadaşı iki gündür neredesin, dün buluşacaktık hani diye bağırıyordu. Telefonu kapattı. Yüzünde garip bir gülümseme vardı. Buruk ama zevk veren bir gülümseme. Konsere ait kağıdı gömleğinin cebinden çıkarıp, biraz para ile çek defterini sakladığı çekmecesine bir kaç zarfın arasına koydu, ne olur ne olmaz diye düşündü.

Ertesi akşam konser salonunda yerini ayırtmışdı bile. Sonatayı dinleyecekti. Akşam salona gittiğinde, herkesden farklı bir şekilde ne yaptığını en iyi bilen edası ile yerine oturdu. Aynı sonata başladı, ama o, arada bir, maestro burada daha yavaş çalmışdı diye düşünüyor hatta söylesemmi diye heyecanlanıyordu.

Bittiğinde herkes gibi o da alkışladı. Daha sonra evine doğru yürümeye başladı. Pencerelerden kuvvetli ve renkli ışıklar süzülüyordu.

Yatak odasının ortasında durdu, gömleklerini düzenledi. Sonra yatağa uzanıp, düşünmeye başladı. Sonra uyumaya başladı. Belki diye, umut ile uyumaya...

*SON*