Cuma, Aralık 29, 2006

Ay tutulması


En kıyak ay tutulması resmi....

Perşembe, Aralık 28, 2006

İyi eğlenceler

Efendiler, hanımlar...

Herkese hayırlı bayramlar, iyi seneler. Bayramınız kutlu olsun. 2007 seneniz bereketli olsun.
Bayram akşamı bir elinde koyun budu bir elinde düdük çalarak 2007'yi karşılamaya heveslenenleri tesbit ettim. Karışıklığa gerek yok. Oturup koyun kebabınızı efendi efendi yiyin. Üstüne bir sade kahve için. Sonra 2006 hakkında TV ve internet'de çıkan yorumlara bakın. O da olmazsa bizim biilogu bir gözden geçirin. Sonra da yatıp uyuyun. Fazla kudurmayın, ayıp olur.

Pazartesi, Aralık 11, 2006

Haydaaaa!!!!

Buyur çık işin içinde çıkabilirsen. Tıkla da gör, ve tıklamaya devam et...

Pazar, Aralık 10, 2006

Yaşgünü Partisi


Efendim. Sonunda muhteşem bir parti ile biilogumuzun birinci yaşgününü kutladık. Bakırköy belediye tesislerini ayarladı arkadaşlar sağolsunlar. 5000 kişi kadar gelen oldu sanırım. Lokum ve akide şekeri dağıttık herkese. Halk müzigi ve rap çaldı gençler. Müslüm baba ile Nesrin Topkapı uğradılar ve davetlilere güzel anlar yaşattılar. Devlet büyükleri telgraf (hala var demekki) göndererek tebriklerini ilettiler. Avrupalı bazı bakanlar ve prensler de mesaj gönderdiler. Kaddafi atlı ulak göndermiş, biraz gecikti garip napsın.

Biilogumuzdan parçalar okuma yarışması yapıldı, 8 yaşında bir kızcağız bağıra bağıra okuyarak birinciliği kazandı. Sonra pasta kesildi, birlikte hep bir ağızdan vatan türküleri söyledik. Sabah saat 5 civarına kadar sürdü parti. Otobüsler ile topkapıdan uğurladık gelenleri. Yorgun argın eve geldik. Pasta ve gazoz biraz gaz yaptı herhalde, ertesi gün yattık. Eve de mektup ve paket gönderenler olmuş, mutfak eşyası, havlu takımları hatta çocuk önlüğü bile çıktı. Millet neyi kutladığını pek anlıyamamış herhalde ama olsun hatırlamışlar önemli olan o.

Ben buradan bütün gelen ve gelemiyenlere teşekkür ediyorum. Daha nice yaşlara...

Salı, Aralık 05, 2006

Mikrosoft

Mikrosoft hıyarları iPod kutusu yapmaya kalkarlasa. Seyredin...
...

Türkçe nasıl katlediliyor?

Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir
edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna
mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni
fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı
toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz
hayrolsun' dedim.."

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma
karar veremedim,heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden
kendime gelir gibi oldum,yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme
vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi
akşamlar' dedim.."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne
yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve
lâkin kısa bir süre sonrakendime gelir gibi oldum, nitekim
yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen
verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal
geldi yâni..Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor,
bu iş tamamdır dedim..Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik
bir sesle 'selâm' dedim.."

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum
bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları
yâni.. Ama concon muyum ki ben,baktım ki o da bana kesik.. Sarıl
oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar
yu yavrum?'"

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont
nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu
manita.. 'Hay beybi..'"

Denge meselesi

Seçim

Efendiler, hanımlar.

1. yıldönümü ile alakalı olarak bir ricamız var. Bir sene içinde en beğendiğiniz biilog yazımızı seçip bize gönderin. bfikrim@gmail.com adresine bekliyoruz. Tabii yazıdan kastımız bize ait olan bir yazı, resim altı veya karikatür gönderme salaklığında bulunmazsınız inşallah.

Attraction !!!

Kutlama

Biilogumuzun birinci yaşgünü ile alakalı olarak kutlama fikirleri gelmeye başladı. Commentler bölümünde görebilirsiniz. Hepsini yayınlıyorum. Halime acıyın da ne gibi sapıklar ile uğraşıyorum, okuyucularım arasında ne gibi kafayı yemiş kaçıklar var anlayın diye. Yahu ben kırk sene düşünsem bu fikirler aklıma gelmez. Bu ne zenginlik, kimde bendeki gibi okuyucu var.

Hadi ama vakit daralıyor, daha pastaya bile karar veremedik.

Pazar, Aralık 03, 2006

Burdayım

Rica ediyorum hemen başlamayın. Nerdeydin kardeşim, yapılırmı bu bize falan diye. Meşguldüm kardeşim, e ben ne yapabilirim. Neyse önemli bir sualim var.

9 Aralık Blogumuzun 1. yaş günü. Ne gibi bir etkinlik yapmamız lazım. Kadıköy meydanını şimdiden kapatmalımıyız, devret ricali gelicekmi, konser için kimler müsait falan gibi konularda acilen yardıma ihtiyacım var. O kadar teklif geliyorki karar veremiyorum. Yabancı elçiliklerden de aramaya başladılar. Gelmişken bayrama kadar kalabilirmiyiz diyorlar. Şu işe bir el atın.

Pazar, Kasım 12, 2006

Arabalar Alemi

BMW : Brings Me Women(Bana Kadinlari Getirir)

FIAT : Failure in Italian Automotive Technology (Italyan otomotiv
teknolojisinin hatasi)

FORD : Fast Only Rolling Downhill (Sadece yokus asagi sürerken hizli)

HYUNDAI : Hope You Understand Nothing's Driveable And
Inexpensive...(umarim hiç bir seyin hem iyi sürülebilir olup hem de ucuz olmadigini
anlamissinizdir)

SUBARU : Screwed Up Beyond All Repair Usually (Sürekli tamirat)

VOLVO : Very Odd Looking Vehicular Object (çok garip görünen arabamsi
araç)

AUDI : Another Ugly Deutsche Invention (Bir baska çirkin alman icadi)

PORSCHE : Proof Of Rich Spoiled Children Having Everything (Zengin simarik
çocuklarin her seyi oldugunun ispati)

Pazartesi, Kasım 06, 2006

Kovalamaca

İki tane kalite polis takibi. Alın bakalım...

Takip

Takip 2

Perşembe, Kasım 02, 2006

Çarşamba, Kasım 01, 2006

Pazartesi, Ekim 30, 2006

Pazar, Ekim 29, 2006

Umumi Tuvalet

Umumi tuvaletler hakkında eğitim amaçlı olarak hazırlattığımız bu animasyonu izlemenizi tavsiye ederim. Bir gün lazım olabilir.

Cumartesi, Ekim 28, 2006

Yaz Saati

Bu gece Yaz Saati uygulaması bitiyor. Rica ediyorum saatlerinizi hemen ayarlayın. Öyle kendinizi kandırmak için bir kısmını ayarlayıp bir kısmını bırakmayın. Neymiş, alıştıra alıştıra geçicekmiş. Ne bu cinsiyet değiştirmekmi..

Buralardan ilave bilgiler okuyabilirsiniz..
http://timeanddate.com/worldclock/
http://webexhibits.org/daylightsaving/b.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/Yaz_saati

Salı, Ekim 24, 2006

iPod


Happy Birthday iPod.

Apple iPod 5 yaşında..

Beş yıl önceki ilk iPod tanıtımını izleyebilirsiniz..

Pazartesi, Ekim 23, 2006

Breaking Haber

Carlos Tosun cezaevinden tahliye oldu.

Bir süredir kendisinden haber alınamıyan Carlos Tosun'un hapis yattığı anlaşıldı. Geçtiğimiz haftasonu serbest bırakılan Tosun'un kaymakamın buzağısına tecavüzden içeri atıldığı öğrenildi. Yakında konunun detaylarını kendinden öğrenmeye çalışacağız.

Gelişmeleri takip ediyorum. Merak etmeyin.


Blog

Bu aralar Blog sayfamızda bazı problemler var. Merak etmeyin. Blogger yeni versiyonunu ilave etmeye çalışıyor, bir süre sonra düzelir.

Pazar, Ekim 22, 2006

Bayram

Yarın Bayram.. Her bir okuyucumuzun Bayramını kutlarım. Sağlık ve sevgi ile kazasız belasız bir Bayram geçirin.

Ancak şunu da hatırlatayım. Ramazanda dediler gibi yiyip kiloları aldınız. Artık dur demenin zamanı. Derhal diyet ve spora başlayın. Onu yapamıyorsanız bari boğazınıza biraz sahip çıkın da baklavanın sayısını azaltın.

İyi eğlenceler.

Perşembe, Ekim 12, 2006

Altın Kumsal


Reflections in liquid gold
Originally uploaded by katifelkai.
Şimdi şu sıcacık kumlara çıplak ayakla basmak, sessizce güneşin batışını seyretmek ve her türlü düşünceden uzak ufuklara bakmak için neler vermezdim....

Eminim sizde aynı şeyi yapardınız...

Ey ahali.. Gecikmiş Ramazan tebriği için kusura bakmayın. Bu aralar çeşitli yerlere teftiş ve tesbit için gittim. Uzunca bir seyahat oldu. Gördüklerimi ayrıca yazacağım.

Bu arada çok enteresan bir bilgi geldi kulağıma. Carlos Tosun adi ve rezil bir suçtan dolayı tutuklanmış. Bir süredir cezaevinin bodrumundaymış. Bu yüzden günlüğünde bir ilave olmamış. Carlos'un neden hapse atıldığı ve ne gibi haltlar karıştırdığını öğrenmeye çalışıyorum. Bir şey duyar duymaz size aktaracağım.

Bu yazıyı yeni Google Docs yani dökümanlar sitesinden yazıyorum. Word ve Excel yerine geçicek çok kalite bir web 2.0 uygulaması. docs.google.com dan bakabilirsiniz..

Acımdan ölüyorum, gözümün önünde pizzalar uçuşuyor..

Görüşmek üzere...

Çarşamba, Ekim 11, 2006

Mac Reklam

Reklam diye buna derim.

Pazartesi, Eylül 25, 2006

Amazing picture


Part of Creation
Originally uploaded by CATeyes.
Çok kalite bir resim...

Cuma, Eylül 08, 2006

Takım Çalışması

Büyük problem


Benim hesabım biraz zayıftır, çıkamadım işin içinden.
Siz biraz kafa yorun en iyisi...

Perşembe, Eylül 07, 2006

Oylama


Tatil bitti sayılır. Bu yaptığımız oylamadan da anlaşılacağı gibi bizim okuyucular tatile gitmek yerine evde oturup gidenlere sövmekle zaman geçirmişler.

Böyle blog'a böyle okuyucu. İçinizde kaktüs ağacı çıksın emi.

Neyse güncel bir konuda yeni bir oylama başlattık, bakın bari.

Carlos kardeş

Ey fikrimciler.

Hayretle ve dikkatle takip ettiğim bir site oldu bu Carlos Tosun. Aslında Carlos efendi, kendince çok önemli bir karakter. Yazarın iç dünyasını anlamaya çalışdım, beynim önüme akdı. Adam o kadar komplex bir karakter çiziyorki, Carlosdan ne şiddette nefret ediyorsa o kadar da takdir ettiği muhakkak. Acaba bastırılmış bazı duygularımı canladırmaya çalışıyor. Carlos'a kendi yapamadığı bazı şeyleri mi yaptırıyor diye düşündüm.

Merkez kütüphanede bir kaç araştırma yaptım. Carlos ve kazıklı voyvoda hikayeleri yazanlar arasında bazı benzerlikler buldum. Haftaya Mazhar Osman hastanesi baş hekimi ile randevum var. Carlos Tosun hikayelerini ve kazıklı voyvoda yazılarını götürücem yanımda. Bir kaç saat fikir teatisinde bulunucaz. Eğer sonunda adam beni bir hücreye kapatmazsa burada elde ettiklerim yazacağım.

Ama şu kadarını söyliyeyim. Carlos Tosun gibi bir karmaşık ve dejenere olmuş bir karakter ben başka hiç bir yerde okumadım. Geçen siteyi başdan aşağı okurken baygınlık geçirdim, kendime geldiğimde ishal olmuşdum.

Süper bir reklam

Ben bu reklamı sevdim. Kaliteli işi gözünden tanırım ve gerekirse takdir ederim..

Aferim çocuklara...

Salı, Eylül 05, 2006

Okuyucu mektupları

Merhaba beyefendi.
Bu fikriniz sitesinin bir dükkanı varmı? Yani mesela fikri malzemeler, beyzbol sopası, psikoloji kitapları falan satan. Veya sipariş verebileceğimiz bir yer varmı?
Çok teşekkürler...

*****************

Alo abi.
Ben intihar etmeyi düşünüyorum. Senin oraya takılayım dedim, kafam acayip karıştı. Ne zaman ne yapacağıma karar veremez oldum. Bir şeyler de de rahatlayayım.

*****************

Aa pardon bir şey soracaktım. Ben peynirli hamburger istedim, adamlar normal deliver etmişler ayol. Bunu nasıl değiştirebilirim acaba.

*****************

Bu Carlos adi şerefsizin teki. Benim bir yakınımın da soyadı Tosun, ailecek namus cinayeti çıkacak. Bu ibneden nasıl kurtulabiliriz.

*****************

İyi akşamlar. Bizim oğlan ilkokul çağına geldi. Hala nüfüs cüzdanı yok, bir de bir taşağı tam inmedi keratanın. Acaba okula gitmesine mani midir. Bir haber uçuruverin bize.

*****************

Evladım. Buranın numarası kaç, arıyorum kimse bakmıyor. Seninfikrinmi ne bir adam varmış, ona bir şey soracam.

*****************

Pardon hocam. Sizin arabayı akşamlığına alabilirmiyim, bizim kıza hava atıcam da.

*****************

Ya arada bir yabancı karıkatür falan atıyorsunuz da bunun kopiright durumu falan yokmu. Ben yabancı avukaklık bürosunda çalışmaya başladım da.

*****************

Alo beyefendi. Bu sitenin ruhsatı ve ilmuhaberi varmı, ne halt ettiğini sanıyorsun sen. Burası başıboş bir devletmi sandın sen. Ben şimdi muhtarlığa şikayet edeyim de gör gününü..

Not: Böyle uzayıp giden bir sürü okuyucu mektubu alıyorum. İçlerinde yunanca ve farsça olanlar da oluyor. Tek tek cevap veremiyorum, topluca canınız cehenneme demek daha kolay oluyor... Sevgiler..

Pazartesi, Ağustos 28, 2006

Smart

Çok beğendim... Anlıyana...

Cumartesi, Ağustos 26, 2006

Hayat ve İş

Hayat sevmediğiniz bir iş için gerçekten kısa. Kendinize bir iyilik edin ve her gün ne yaptığınızı gözden geçirin.



Cuma, Ağustos 25, 2006

Reklam

Buyur... Gelde çık işin içinden...

İkaz

Çok yerinde bir ikaz. Yazanın eline sağlık...

Salı, Ağustos 22, 2006

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Yine onlar

Ah bu Japonlar da olmasa hiç bir şeyi öğrenemiyeceğiz. Hemen seyredin sonra da evde deneyin.

Japon dersi. Dinlerken sesini iyice açın, daha zevkli! oluyor.

Malum yer

Her gün kendi başınıza kaldığınız, bir sürü yeni fikirler geliştirdiğiniz, problem çözdüğünüz, kara kara düşündüğünüz yer neresi. Elbette ayak yolu, kenef, abdesthane, yüz numara.. Ne derseniz deyin. İşte orası.

Bu konuda eksik bir bilginiz varsa buraya bakın...

Pazar, Ağustos 20, 2006

Özleyenler için

Uyuşturucu, sakinleştirici veya en azından kalın bir sopa hazır edin ve tıklayın...
Hadi bakalım, ya sabır...

Malum ekran

Perşembe, Ağustos 17, 2006

Deprem

17 Ağustos Deprem yıldönümü.  Hadi o günü hatırlayıp bir sürü hatıra ve boş laf edin diye yazmıyorum.

Bizde çadır, sucuk ekmek hizmeti yok, başınızın çaresine bakın diye yazıyorum.  Bu iş yıldönümüne falan da bakmaz.  Tedbirinizi her güne göre alın. 

Cumartesi, Ağustos 12, 2006

Tatil Anketi

Tatile nereye gidersiniz diye bir anket yapmışdık.  Yayınlamak için bakdım, milletin elinde akrep varmış gibi pek az ilgi olmuş.  Ya tatil nedir bilmeyen bir çok okuyucum var.  Ya da ilgi yok.

Ayıpdır lan, madem bu yazıyı okuyorsunuz buranın okuyucusu olduğunuza göre anketi de cevaplarsınız.  Eğer tatilin ne olduğunu bilmiyorsanız, o zaman size tımarhane yolu görünmüşdür...  Güle güle...

Tatil

Tatildeyim.  Ama ne tatil.  Yedim, içtim.  Yattım, yüzdüm.  Resim çektim, film çektim.  Kitap okudum, kitap dinledim.  Blogladım, webde surf yaptım.

İyi de canım sıkılmaya başladı.  Daha ne yapabilirim diye düşünmeye başladım.  Film seyretmek, yürümek, gezmek aklıma geliyor.  Hızlı internet ve büyük ekran ihtiyacı da bastırdı.  Bir de lüks lokanta olsa arada bir iyi olacak.  

Tatil güzeldir.  Ama değişim de lazım bir süre sonra.  Biz çok harekete alışdık herhalde...

Cuma, Ağustos 11, 2006

Hız Testi

Internet hız testi için son derece ''cool'' bir site.

Speedtest

Reklamın iyisi

iPod reklamı böyle olur. Çek cumhuriyetinde yayınlanan bir iPod reklamı, hemde Apple tarafından. Gelde alma şimdi...

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

Tatil

Hava güzel, su güzel, manzara güzel..

Memleket güzel, vatandaş güzel..  Tatil güzel..
Sayılı gün çabuk geçer.  Kıymetini bilin.

Salı, Ağustos 08, 2006

Yeni bir site

Ey ahali yeni bir site buldum, daha yeni yayına başlamış... Kalite bir hikaye olucak galiba.

Bakın bakalım tavsiye ederim.

Carlos Tosun

Mac Pro

Baylar ve bayanlar.  Apple Mac Pro çıktı.  Ve 210 günde Apple Intel geçişini tamamladı..

Alkış....

Ben bir tane alıp elleyip koklayacağım...

Salı, Temmuz 25, 2006

Bill Gates joke on Letterman

This is funny...

Salı, Temmuz 04, 2006

Geçmiş zaman olurki..

Bugün şöyle geriye doğru yazdıklarıma baktım ve okudum. Kah güldüm kah düşündüm. Epey bir malzeme birikmiş, unuttuklarımı hatırladım. Komik bir sürü yazı gördüm. Çok eğlendim. Epey bir emek harcamışım doğrusu. Tavsiye ederim...

CepSell Servisler

Hoşlandığınız ama öpemediğiniz birimi var, adını yaz bir boşluk bırak 2225'e gönder , biz öpelim.. Gülme seni de öperiz.. ÖPCELL..


Selamlacell; selamın aleykum yazıp 7532'ye gönderin, aleyküm selam cebinize gelsin..


Muhabbetcell; "naber" yazıp 1515'e yollayın turkcell size "iyidir senden naber" desin.


Acıktım yaz 6001 e gönder 1 adana 1 ayran cebine gelsin


Üşendim yazıp bir boşluk bırak ve üşendiğiniz konunun ilk kelimesini yazarak 3292 ye gönder, türkcell yapacak birini yollayıp sizin yerinize yaptırsın..


Petcell: öğretmek istediğiniz kelimeleri yazıp 6578 e mesaj atın evde beslediğiniz kedi kuş köpek ve bilimum evcillere konuşmayı öğretelim...


Han cell yazip 0000 a gonderin gratel gelsin...

Pazar, Temmuz 02, 2006

Devre arası

Bugün Temmuzun 2'si. Senenin ikinci yarısı başladı. Yokuş aşağı hızlanarak gitmeye başlar, birden sulu yağmur ve kar görürsünüz. Akşam olsa da oruç açsak dediğiniz anda Bayram alışverişi başlar. Sonra yine yağmur ve kar olur. Camlar kirlidir, günler kısa. Okul telaşesi falan derken yaz saati uygulaması biter. Saatleri ayarlarken aralıkda olduğunuzu farkedersiniz. Yılbaşı tatili planı yaparken bir yandan da kurbanlıkları nereden ve kaça alıcaz merakı basar. Tam kurbanı keserken 2007 giriverir. Bir sene daha bitti diye içden içe hayıflanır kısaca aynada kendinize bakarsınız.

Mesele yaz tatili veya kurban bayramı değil, saatlerin ileri veya geri alınması da değil. Maksat o anın kıymetini bilmek, sonra iki alemde de ah etmemek...

Cuma, Haziran 30, 2006

Zampara

Kadının fendi...

Zampara

Do not disturb

Herkesin başına gelebilir.

D-N-D

Benden söylemesi.

Üniversite imtihanında çakanlara. Veya doğuştan buna müsait olanlara duyurulur...

Saltanat

Her kıça uygun bir taht vardır elbette...

Dolara Müdahale

Olacağı buydu... Yermisin yemezmisin...

iPod

Herkesin bir iPod'u var nerdeyse. Nano'su olanlar da çoğaldı.
Neme lazım işe yarar belki, okuyun bakalım..

Nano katili

Haydaaa

Kardeşim ayıptır günahdır. Ama hakkını vermek de lazım, nasıl becermiş bunu, kırmadan etmeden. Ne hıyarlar var yahu...

Ampulüm yanıyor

Buyrun bekliyoruz

Açık arttırmamız başlamışdır hepinizi bekliyoruz... Acele eden alır ...ı

Önce gelen alır

Ay Ayy Ayyyy...

Hadi gari bir an evvel verin şunu yahu.. Çektirmeyin bize...

Kedicik

Pazartesi, Haziran 26, 2006

Cumartesi, Haziran 24, 2006

İlginç

Bu rus sıpaları nişadırı fazla kaçırmış..

Rus sıpaları

Kaltak

Bu adi webcam'de fena yakalanmış...

Sahtekar

Çarşamba, Haziran 21, 2006

Gündem

Geçenlerde TV'deki bir program hakkında Fikrimi yazdım. M.Ali diye bir acubenin sunduğu. Sonra unuttum gitti. Yahu kardeşim, bu bilog ve Benim Fikrim ne tesirli imiş, ne maharetli imiş. Haberlerde gördüm o program yayından kalkmış, adam tekmelenmiş, pantalonu yırtılmış. Halk galeyana gelmiş. Meclis toplanmış. Rütük genelgeler yayınlanmış. Anıtlar kurulu bir araya gelmiş. Kandilli uyarıda bulunmuş.

Mevzu çok büyümüş. Dün akşam tam yemekden kalkıcam, telefon çaldı. Avrupa birliği bilmemne komisyonu başkanı diye biri, telefonda bir cızırtılı adamın ne iş yaptığını tam anlamadım. İşte bu konuda konuşmak istermisiniz, yok gelip görüşsek falan. Ya gidin işinize dedim, ben Fikrimi yazdım geçti. Öyle güncel konulara maydonoz olamayız. İşde bir yazı alsak falan diye tutturdu. Olmaz dedim. Şimdi ben Fikrimi yazıcam, zibidinin biri alıp onu avrupacaya çevirecek. Olurmu hiç. Benim derin mana ve edebiyat içeren yazımı nasıl tercüme eder o it. Bütün edebi mahareti kaçar. Şimdi sen ''yemezler kardeşim'' veya ''adamın asabını... lan adi kepenek'' gibi tabirleri nasıl çeviricen, olmaz tabii. Neyse kapattı herif bir sürü yalakalıkdan sonra.

Eh yani bu kadar olacağını bilsem biraz da alçak sesle yazardım. Neticede hak yerini bulmuş. Ortalığa biraz çeki düzen gelir belki. Ama bu bir ikaz oldu. Bazı kendini bilmezler ve yeni yetmeler bilogların ve özellikle Benim Fikrimin kuvvetine itibar etmiyorlar. Artık herhalde bundan sonra ayaklarını denk alırlar.

Siz siz olun buraya mevzu olmamaya bakın. Sağı solu belli olmuyor bu işin.

Düşüş

Düşenin hali. Ama kardeşim bir kayıyor yani olmaz. Ya içim bi tuhaf oldu.
Arada bir ittirmek icab ediyor ama..

http://www.planetdan.net/pics/misc/tetka.html


Araştırma



Son yaptığımız araştırma büyük katkılarınız (elinize yapışır iki oy fazla verseniz değilmi, adiler) ile sonuçlandı.

Çıkan netice yazmaya devam, ama ecnebiceye fazla bir tepki yok. Eh arada bir olabilir anlaşılan..

Yeni bir araştırma başlattık, soğumadan bir tıklayın..

Sözlük

Lisanı asliyyede interneti alemin kelimeyi manaları..

görev çubugu: degnek-ül vazife
çift tiklama: tikirt-ül tekerrür
administrator: sahip-ul edevat
flash disk: edevat-ül yumusak
hard disk: edevat-ül civanmert
anti spyware : müdafa-ül hafiye
mouse: zindik faresi
klavye: taht-ul hurufat
power supply: kuvvet macunu
my documents - sanduka- i evrak
internet: allame-i ulul arz
google: kasif-ul ali
google earth: seyr-ül arz, kesif-ul arz
denetim masası: sehpa-i saltanat
cd- rom - pervane-ül hâfiza
ekran: perde-ül temasa
kasa: kaide
enter: duhul
virus: deyyus
antivirüs: akinci
msn : elçi
hacker: deyyus-ül-ekber
hata raporu: malumat-ül kabahat
mail server: divan-ül mektubat
messenger: havadisçi
chat : muhabbet ül zabıy
ctrl alt del : zeamet-i has timar

İsbat

Türkün aklı şeyindedir derler, alın size isbatı. Cevaplarınızı bekliyorum...

Soru, Istanbul Universitesi Isletme Fakultesinin Isletme Matematigi kitabindan gercek bir alintidir. Hic dokunulmadan ve yorumsuz sekliyle verilmistir:

Kitap Adi: Isletme Matematigi
Yazar: Prof. Dr. Muh. Yilmaz Tulunay
Sayfa: 173

Soru : Amerika'ya lisansustu calismalar yapmak uzere giden Mehmet, iki
kiz arkadas edinmistir. Bunlar Mary ve Nancy'dir.

Mehmet'e gore;
a-) Mary olgun bir kizdir ve klasiklerden zevk almaktadir. Boyle bir
yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadir. Diger
taraftan Nancy daha cok populer eglenceleri yeglemektedir. Onunla boyle
bir yerde 3 saat birlikte olmanin maliyeti de 8 dolardir.

b-) Mehmet'in butcesi gonul islerine ancak ayda 48 dolar ayirmasina
olanak vermektedir. Ayrica, derslerinin ve calisma kosullarinin agir
olusundan dolayi, kiz arkadaslarina en fazla ayda 18 saatlik sure ve
40.000 kalorilik enerji ayirabilmektedir.

c-) Mary ile her bulusmasinda5.000 kalori enerji harcayan Mehmet,Nancy
icin bunun iki katini harcamaktadir. Eger Mehmet'in Mary ile bulusmaktan
bekledigi mutlulugu 6 birim ve Nancy ile bulusmaktan bekledigi mutlulugun
da 5 birim oldugunu biliyorsak, mutlulugunu maksimize etmek isteyen
Mehmet'in sosyal yasamini nasil planlamasi gerekecektir? Grafik ve
cebirsel yoldan bulunuz.

Cumartesi, Haziran 03, 2006

Not

[Yazar sayın BF, bir haftalığına hava değişimi almıştır.
İmza
Müdür]

Dans

Sevgili okuyucularıma dans eğitimi için bir video hazırlattım. Çeşitli etkinliklerden derleme bir eğitim bandı... Buyrun seyredin.

Dans Eğitimi

Toplantı


Herhangi bir iş yerinde çalışan ve çalışacak olanlara ders..

Pazar, Mayıs 28, 2006

Hatırat

Bir okuyucum seyahate gitmişdi. O yazmış ve göndermiş.



Fotoğrafa bakarak böyleside olmaz demeyin. Pakistan'nın Rawalpinti şehrinde sağlık sokağı olarak adlandırılan bir yer var. Burada burun-boğaz, göz kulak ve ağız diş sağlığı konusunda anında müdehaleler yapılıyor. Resimde gördüğünüz poliklinik te ise halkımız diş yaptırıyor. İşleyiş şöyle, etraf toz ve sinek kaynıyor. Polikiniğin yanıdaki şekerkamışından su çıkaran tesisin posaları sineklerin arayıpta bulamadığı bir yer. Hemen yanında diş hekimi vatandaşın ağızına diş uydurmaya çalışyor. Hemen karar vermeyin dokturumuzun elinde kimden kaldığı belli olmayan onlarca diş var. Birini alıyor ve sizin ağızınıza uydurmaya çalışıyor. Diş uyduysa yan tarafta safranlı pilav satan esnaf iriyarı olduğu için yardıma çağrılıyor. Pilavcı hastayı arkadan kavrıyor ve doktorumuz karşı tarafta bulunan ayakabı tamircisinin çekiçini alıyor ve çalışmaya başlıyor. Bağırtı gürültü içerisinde diş sonuda son kullanıcısını buluyor. Bu işlemler yapılırken etraftaki esnafta boş durmuyor ameliyatı canlı olarak izliyorlar. Ameliyettan sonra ise esnaf topluca alkış tutarak hem doktoru hemde hastayı tebrik ediyorlar. Ha bitmedi. Ameliyattan sonra bizim tamirhanelerde kullanılan üsküpü denilen bir iplik artığı bir yığından bir parça hastanın ağızına tıkılıyor. Tabiki dişin mikrop kapmaması için önlem almak gerekiyor. Ameliyet tamalandıktan sonra ücret ödemek ise ayrı bir merasim, dişi takmadan önce doktorun istediğini kabul eden hasta, ameliyattan sonra ise itiraz ediyor ve bir bağrışma kopuyor. Allahdan esnaf orada ve hemen araya giriyor ve orta yolu buluyorlar. Parada itiraz eden hastanın ağızından dişin sökülmesi bile olabiliyormuş. Ağzı üsküpü ile dolu olan hastanın da ne konuştuğu belli olmuyor fakat hareketleriyle doktora parmağını göstererek küçük bir diş çok para gibi izahatta bulunuyor.

Son oylama

Epey bir müddettir bu oylama orda asılı kaldı. Sonuçlar aşağıda. Son derece ilmi ve ciddi bir inceleme oldu. 5. suale cevap verenler ile beraber kahvede olucam, uğrarsınız arada bir.

Oylama

Aşağıdaki sual ile ilgili bir oylama başlattım. Sayfanın altına doğru bakıverin ve tıklayın canım...

Sual

Bakın bir sualim var. Bazen internette gezinirken tuhaf, ilginç şeylere rastlıyorum. Ama çoğu ingilizce tabii. Şimdi oturup tercüme edemem, saatine bir kaç kuruş verip tercüme ettireyim desem olacak iş değil, mevzunun tadı kaçar. Olduğu gibi buraya yapıştırsam (lafa bak) size uyarmı. Sonra, lan nerden çıktı bu gavurca yazılar falan demeye kalkmayın. Okuyucularım arasında koyu türkçüler var farkındayım ama ilim irfan meselesi bu da yani.

Bu konuda ne dersiniz bildiriniz lütfen. Epey malzeme oluyor bazen yapıştıracak ama tereddüt ediyorum. Bir de içinizden bir salak ya ne dedi bu bir izah edermisiniz derse o zaman kafayı yerim. Bir de onunda uğraşamam..

Yine yaptım

Evet kardeşim, ne yapabilirim, malesef yine salladım. Arayı uzattım. Ama insan meşgul olunca (ben meşgul biriyimdir) zaman nasılda akıp gidiyor. Ya işde böyle.. Ne diyorduk. Ha, evet zaman meselesi. Kusura kalmayın, idare ediverin.

Bu aralar haberlere genel olarak bir göz gezdirirseniz en komik ve en saçma ölümler herhalde bizim memlekette dersiniz. İşerken kuyuya düştü, tıraş olurken öldü, balkondan düştü gibi daha neler neler, biri oturup bunları arşivlese iyi bir malzeme çıkar.

Bu arada unutmadan, Brad Pitt ve Angelina yengemizin kız çocukları oldu. Hadi gözünüz aydın.. Doğum afrikada olmuş. Hastane masrafları için herhalde. Bir de doğuştan AIDS'e bağışıklık kazansın çocuk diye. Çok doğru düşünmüşler.

Başka da bir şey aklıma gelmiyor. Ne desem ne yapsam yahu...
Neyse yine yazarım. Uzatmadan, söz...

Perşembe, Mayıs 18, 2006

Mazaret

Uzunca bir zamandır yazayım da, bir de mazeret bulayım bu kadar savsakladığım (her nedemekse) için dedim. Ama bir türlü ciddi bir mazeret bulamadım. Jeopolitik durumlar, kuş gribi, hava durumu, benzin fiyatları, okulların tatil olması gibi sebepler yeterli gelmedi. Sizin aklınıza iyi bir mazeret geliyorsa bir zahmet bildirin sevabına.

Bu arada Apple MacBook serisi çıktı. Hem de siyah olanı da var. Ay şekerim acayip havalı bir alet. Yani bilgisayar tabii.. Hemen gider bir tane alırsanız hiç kırılmam, aksine pek ziyade memnun olurum. (Çatlayın adi pisiciler, sizin aletinizin rengi bile belli değil).

Kısa zamanda yine yazacağım, rica ediyorum hırsınızı başkalarından çıkarmayın, sabredin kardeşim, ee ne yapabilirim bende insanım..

Salı, Mayıs 09, 2006

İlan

( Bu biilog hiç bir mesuliyet kabul etmez )


Açıklama


Dün gece bizi telefonla arayan arkadaş mahalleli ile beraber resim çektirip göndermiş. Hem biilogumuza katkılarını hem de tehditlerini iletmek için. Ne diyeyim, boyu da yokki adinin plastik sandalyeye çıkmış. Yani okuyucudur laf etmiyoruz ama malesef kalite ortada.

Dip Not

Aşağıdaki konuşma eğitim ve kalite kontrol amacı ile kaydedilmiş olup, arşive kaldırılmıştır. Yani öyle zannedilmiş, ancak el altından birileri tarafından medyaya sızdırılmış olup burada da yayınlanmışdır. Okuyucularımızdan özür dileriz.

Müdahale

((( Ring ring ring )))
Alo buyrun.
- Neresi orası?
Nereyi aradınız kardeşim?
- Benim Fikrim ordamı, orası biilog merkezimi?
Evet, ne yapacaksınız?
- Şimdi göstericem ne yapacağımı, versene Benim Fikrimi telefona lan.
Benim de, pardon, bu samimiyet nerden çıktı, lütfen kendinize gelin.
- Geliriz sen dert etme. Kardeşim ne biçim adamsınız siz, nerdesiniz kaç günlerdir. Bir kaç satır da olsa yazamazmısınız yahu, kuruttunuz ortalığı. Hay başlıycam böyle biiloga.
Yahu kardeşim dur bir dinle, haklısın ama vaziyetler bildiğiniz gibi olmadı, ahvalimiz sıhhat ve selamet derken, işler de azıtınca biz de bir tuhaf olduk.
- Bize ne lan, burası halkın yeri, her gün bakıyoruz tın tın, adamın asabı bozuluyor. Geçen gün bizlerden Cemal yoldan geçen birine bıçak çekmiş, insanın kafası atıyor.
Aman mazallah, kendinize acıyın, öyle bıçak mıçak, Allah korusun. Kafayımı yediniz. Sinemaya gidin, pazara çıkın. Meşgul edin kendinizi.
- Bırak lan akıl vermeyi, sen kendine vazife işlere bak. Kendin yazamıyorsan tut birini ver saatine üç beş kuruş yazdır.
Ne diyorsun sen kardeşim, olurmu öyle. Sanat okulundan kovulmuş itin biri gelecek, benim adıma yazacak, ona buna bok atacak. Kız tavlamak için havalara girecek. Sonra, mesul biz olacaz. Benim Fikrim azıttı diyecekler. Kaparım burayı daha iyi lan.
- Hop hop, neyi kapatıyorsun, kimin malını kapatıyorsun sen, ne zannediyorsun burayı. Burası halkın yeri, senin oyuncak odan değil.
Tamam sağolunuz bu anlayışınız için de bana da hak veriniz, demin arzettiğimiz gibi umuru dünyevi ile sıhhati efradi bizleri bila mümkün etti.
- Ha ?
Yani işler kontrol dışı kaldı biraz. (Ne anlayışsız adam yahu)
- Duyduk, arkamızdan laf atma, yüzümüze söyle ne diyeceksen.
Yok bir şey. Tamammı kardeşim anlaştıkmı başka bir şey varmı diyeceğin.
- Anlaşmadık, adam gibi yazmaya devam ederseniz lafımız yok değilse gelir orayı ele geçirir biz yazarız. Bu arada. Bir de benim biraz birikmiş kredi kartı borcum var, üç beş kuruş alıyoruz dostlardan sonra vermek için.
S..tir git lan, aşağılık herif bende millete hayır olsun diye aradın, onun için konuşuyorsun diye dinliyorum, adi para topluyor bir yandan. Git ne halt yersen ye, boğul o borcun içinde de sesin kesilsin.
- Hop hacı baba, parayı duyunca ağzın açıldı, ne öyle şey ettirmekler falan. Nereye gitti o beyefendi laflar.
Bana bak, deli etme adamı. Biz yazarlık yapmaya çalışıyoruz, sen yazar adamın parası olduğunu nerde gördün. Kalkmış bir de yolmaya çalışıyor. Asabımı bozma.
- Tamam lan uzatma. Başka yerden buluruz. Sen yazmana bak.
İyi iyi, tamam. Hadi kardeşim güle güle, çok uzadı burası.
- Ay önemli işlerinizden alıkoyduk. Bak bana moruk tekrar ediyorum. Yazacaksan yaz, yoksa fena olur.
Tehditmi ediyorsun sen. Et canına yandığım. Çok umurumdaydı.
- Tamam lan kızma, yaz sen gerisini merak etme. Hadi bana eyvallah.
İyi ne halin varsa gör.

Pazar, Nisan 23, 2006

Çok önemli

Bakın siz çok önemli bir konuda video hazırlattım. İzleyin.. Sesini de açarsanız çok daha eğlenceli! oluyor...

Cumartesi, Nisan 22, 2006

Buyrun Namaza


Namaz tamam, en lazım iş de yani bu kadar da salaklık olurmu. Adam ne okuduğunu unutur yahu. Hiç mi başka yer kalmadı, şeylere karşı saf tutmuşsunuz. Hay aklınıza yani...

Perşembe, Nisan 20, 2006

Okumuş adamın hali


Ne diyeceğimi şaşırdım...

Küresel Isınma


Küresel ısınma diye bir nane var, herkesin diline yapıştı. Bu konuda sizi aydınlatmak istedim...

TV durumu

Normal olarak pek TV seyretmem. Geçen öylesine zaplarken herhalde TV'lerin en rezil, sefil, karaktersiz, geri kalmış, berbat ve insanları aşağılamak için yapılan programına denk geldim. Ya şundadır ya bunda diye bir yarışma. Hamal kılıklı herifler, geri zekalılar, fahişeler toplanmış birbirlerini aşağılıyorlar. Yahu bu ne rezalettir. Bu millete hayvan muamelesi ancak bu kadar yapılır. Bir de alman özentisi, orada kendi kimliğini üç kuruşa satmış, özentiden kıçı kızarmış bir herif çıktı, almanca bir şarkı söyledi. Resmen saçım ağardı bir anda. Elime ne geçirdiysem atmak istedim ama olmadı. Bir hava bir hava sormayın. Ne o almanca şarkı söylemiş. Almanların ne şarkısı varki sen bir bok olasın. Beş On nesile kalmaz Alman diye bir şey kalmayacak zaten, özensen ne olur sanki. İğrenmek az gelir herhalde, hani korku filmlerinde sarı veya yeşil renkte hortumdan basar gibi kusarya o kötü ruhlar falan, aynen öyle hissettim. Bu millet nasıl bunu seyrediyor. Vahim olan bu. Galiba bu kafada bir sürü insan var, bir şekilde kendine bir benzerlik buluyor. Eğer öyle ise ben bavulu topluyorum. Afrika Amerika farketmez, heryer bu rezillerden daha iyidir.

Merhabayın

Bu aralar tempo biraz düşdü bizde ama bakıyorum forum sayfamızda kim olduğu belli olmayan bir sürü sanatçı ruhlu, aşık, gerzek, çenesine vurmuş, HBBA, bilgin, okumuş çocuk, gezgin, sarhoş, yumuşak (o kendini bilir) tipli arkadaş her gün yazıyor da yazıyor. Çok mutlu oluyorum. Gençler kendi arasından ne güzel eğleniyor diye bakıyorum. Tabii arada bir ikaz etmekten veya fikir beyan etmekten de geri kalmıyorum.

Aman devam edin. Bilmediğiniz veya bilmemeniz gereken bir şeyler öğrenirsiniz. Boyunuz uzar...

Çarşamba, Nisan 12, 2006

Haber



Buyur, gülermisin ağlarmısın. Ne denir buna ben bulamadım...

Durum

Ey ahali, uzun zaman oldu kusura bakmayın. Bizim editörlerden biri askere gitti, diğeri kuş gribi oldu. Şeklinde bahanelere girmeden izah edeyim durumu. Bir müddet mahrumiyet bölgesindeydim ve yanıma yeterli alet edevat alamadığım için size bloglayamadım. Bu günlerde de bir türlü malzeme sıkıntısı çekiyorum. Ortalık çok karışık, yazacak çok şey var gibi görünüyor ama beni bir türlü ''hah tam bana göre bir mevzu'' dedirten bir şey göremiyorum. Savaş çıkacak deniyor, yok. Seçim diyorlar, yok. Sebze fiyatları desen aynı, tvler rezalet, kiraz çıkmadı henüz, deniz suyu hala serin... Ben ne yapayım yani...

Bahar havası geliyor, polen alerjileri ve yaz esintileri başlar. Zaten tembel olanlarımız iyice yayılır. Bende biraz uzanırım şöyle. Kimileri bahçede parti verir, kimileri ayağını sokacak su arar. Günler uzadıkça, zaman da hızlı akar. Ve bakarsın tatil zamanı gelmiş. Haydaa bir telaşe konvoy halinde 30'ar 40'arlık guruplar halinde tatile gidilir. Tatilden gelinir, bir müddet dinlenilir. Derken havalar bozar bakarsın Ramazan gelmiş. Yemekten çatlayanlar ile teravide uyuyanlar arasında o da geçer... Neyse devam etmiyeyim sene bitecek yoksa..

Aklınıza bir sual gelir veya yazılmasını istediğiniz bir mevzu olursa çekinmeyin sorun...

Herifin biri bir comment sallamış en son, yayınladım ama anlamadım tam olarak. Anlıyanınız varsa haber etsin lütfen.

Çarşamba, Nisan 05, 2006

Dikkat

Bu görüntülere dikkat edin, çoğunuzun başına gelebilir. Bir an evvel tedbir almaya başlayın bence. Yoksa sizi sahile götürmem ona göre...

Plaj Macerası

Apple

Tercüme etmekle uğraşamıyacağım. Merak edenleriniz HBBA danışma ofisine baş vurabilirler, ama sert olmasın lütfen. En azından şunu söyliyelim... YEEEEHAAAA YAŞA APPLE... HURRAYYYYY. GO APPLE!!!! GO APPLE!!! Ehemm pardon kaptırmışım bir anda..

Apple Haber

Perşembe, Mart 30, 2006

Tekerlek

Bakalım daha neler görücez. Adamlar uçtu iyice. Tekerlek icat oldu olalı bu kadar ilerleme kaydedememişdi.

Tekerlek İcat oldu

Olacak iş değil


Yıkanmış, ayıklanmış pişmeye hazır sebze reyonuna verdikleri isme bakın. Hiç bayanlara saygı kalmadı artık yahu...

Çarşamba, Mart 29, 2006

Güneş tutulması

Herkes konuşuyor güneş tutulması olacak. Dam kafamıza yıkılacak, yandık bittik diye. Deprem telaşesi ise ayrı bir durum, tamamen kontrolden çıkmış bir vaziyette. Bir ilişki vardır yokdur bilemem, ama burası zaten deprem bölgesi, güneş değil de belediye otobüsü yolda kalıp tutulsa yine deprem olabilir. Suçu güneşe yıkmanın ne alemi var. Sabah kalkınca uykulu uykulu tuvalete giderken koridorda veletin yerde bıkartığı oyuncağa basıp ayaklar yerden kesilerek kafayı mutfak kapısına çarpıp gitmek de var, ille güneş tutuldu diye panikleyip vasiyetler yazıp, 20 sene boyunca aramadığınız akrabanızı aramanın ne faydası var.

Bir de güneş tutulması zamanında güneyde sahilde güneşlenmeye çıkanlar, veya istanbulda ofisinde sekreterine bağırıp kim kapattı ışıkları diyenler var, veya oh akşam oldu deyip evine gidenler var. Onlara depremde bir şey yapmaz. Bu kadar vurdum duymaz olanlara çare yok. Güneş kafalarına geçse belki o zaman...

Size tavsiyem, çıkın dışarı seyredin, ama mutlaka gözünüzü muhafaza edin. Sonra kör oldum, kabahat güneş tutulmasında diye saçmalamayın. Ondan sonra da deprem çadırına falan taşınmaya kalkmayın, bu konuda beni de rahatsız etmeyin. Yok efendim deprem tehlikesi varmış, acilen sucuk ekmek yapılması lazımmış. 40 çeşmeden su getirtilip evlerin etrafına dökülmesi iyi olurmuş falan filan.. Hepsi boş laf.

Neyse ben gidip vaziyete bakayım. Bensiz tutulma olmaz, fikirlerimi geliştirmem lazım..

Cumartesi, Mart 25, 2006

Mikrosoft

Buyrun seyredin. Gülermisin ağlarmısın. Traji komik, ama hepsi gerçek...

PiSi

Caaanım memleketimde PiSi kullanımı artsın diye bir grup aklı evvel meseleyi kendi dilimize çevirip kullanıma sunmuşdur. Böylece ''oğlum hulusi, ne diyo bu alet'' diye soran babalar, veya ''Cemal abi, anlamıyom bu mereti yav bana başka bir iş ver'' diyen iş arkadaşları gibi problemler ortadan kalkacaktır. Tabii neticede PiSi ile ne yapılabilirse tabii, o da ayrı bir problem...

Vindövz PiSi

Yönetim Anlayışı


İşde biz de yönetim anlayışı. Sonra bu kalabalık nerden çıktı diye sorar dururuz...

Perşembe, Mart 23, 2006

Yeni PiSi


En yeni çıkan bir PiSi, herkesin kolay kullanmasını düşünmüşler, zaten daha iyisini de becerememişler..

Çarşamba, Mart 22, 2006

Bak postacı geliyor...

Ekli mektup için ne yazayım diye çok düşündüm, ama içinden çıkamadım. Gülsemmi, ağlasammı... Ama bizimkinin harbiliğine de diyecek yok, amma içten yazmış herif. Biz buyuz işte...

Pazartesi, Mart 20, 2006

Canım Memleketim

Boşuna kızmıyorum şu özenti laflara, bak elaleme ne eziyetler çektiriyor.

Garanti Leasing"te çalışanlar bir pastaneye telefonla pasta siparişi vermiş. Pastanın üstüne "garanti leasing'den sevgilerle." yazdırmak istemişler. Gariban pastaneci ''O nedir gardaşım'' deyince harf harf kodlamışlar, iyi halt etmişler. Pasta gelmiş, ama o biçim. Ya hasta etmeyin adamı lütfen, ayıptır. Akşam muviye gidelim diyen öküzler gibi olmayın.

Cumartesi, Mart 18, 2006

Fish & Chips

Yani Balık ve Patates... Geçen gün bir grup okurum pencerenin altına geldiler, hep bir ağızdan bağırıp çık dışarı seni balıkçıya götürücez dediler. İyi bari dedim, giyindim üstümü (ve altımı), çıktık. Meğer beni şu ingiliz özentisi yere götüreceklermiş, bilsem töbe gitmezdim. Ama yolun sonunda farkına vardım, karnım da açtı artık kabullendik mecburen. Neyse gittik. Öyle hiç de ahım şahım bir yer değil. Kebabçı usulu dizmişler masaları. Sandalyeleri ayrı dükkandan almışlar herhalde, masalara göre çok alçak. Hobbitler gibi oturduk. Geldi bir garson, her halinden belli daha önce muhallebicide çalıştığı. Ne yersiniz dedi? Biz hep bir ağızdan bağırdık. ''Balık ve Patates''.. Sanki çok bulunmaz bir naneymiş gibi. Bazılarımız burun direğimizi kıracak cinsden kokan bir balık çorbası içtiler, benim rengim sarardı. Arkadaşın biri üzerinde hellim (her ne demekse) peyniri olan bir salata istedi. Millet birbirlerinin üstüne basarak o peynirlere saldırdı, araya garson girdi, yan masadan biri bizimkilerden birine rakı şişesini attı. Ben ayakkabımı herife fırlattım. Tam o sırada kaldırımdan üç tane rus bayan geçiyorlardı, hepimiz birden aynı anda onlara bakmaya başlayınca kavga dağılmış oldu.

Neyse geldi meşhur ''Balık ve Patates''. Balığın üstü unlu birşeyle kaplı, içinde ne olduğu görünmüyor. Belliki bilerek yapmışlar içindeki balığın ne olduğu belli olmasın diye. Orda bize palamut veya kalkan dayasalar biz onu okyanus bilmemnesi diye yeriz. Zorlasalar tavuk bile gider orda. Yanında da kalın kalın kesilmiş patatesler. Belliki ahçı işi aceleye getirmiş. McDonald's da daha iyisi bulunur kesin. Neyse aç halimizle yedik hepsini. Bu arada balığın yanında portakal suyu ve sıcak çay içenleri gördüm. Şimdi ikisi de devlet hastanesinde ağızlarından kıçlarına kadar hortum sokulmuş halde yatıyorlar, olacağı buydu. Sonunda adamlar bize sakinleyelim diye birer tas sufle verdiler, hani şu ocakta kaynamış çukulatalı bir şey. İyi geldi bize bayağı.

Vel hasıl, bir sürü eziyet sonunda ingiliz usulu Balık ve Patates yemiş olduk. İnanın ben o dükkanın karşısına ''Hamsi and Chips'' açsam kimse farkına varmaz, daha da iyi iş yaparım...

Sahtekar

Ey değerli okuyucularım. Forum sayfalarımızda şimdide ''Öz Prince'' diye biri çıktı. Bunlar beni deli edecekler. Arkadaşa soruyorum, acaba kendisi boş zamanda şehirlerarası otobüs servisimi yapıyor. Veya sahilde balık lokantasımı var. Daha da beteri, kesin bu yumuşakçalar cinsinden. Prince olarak zaten yeteri kadar zarar verdi, bunun Öz'ü olsa ne olur. Yapmayın bu kadar erkeğin içinde ayıp oluyor.

Sizlerden yardım istiyorum, bana Öz Prince'in resmini çekene bir kutu sakız hediye edeceğim. Yerini söyleyene de dürüm..

Salı, Mart 14, 2006

Hayat Çemberi


Hepimiz dönüyoruz, hemde çok kısır bir döngüde, kendimizi ve etrafımızdakileri de bazen unutarak bazen kırarak, belki bazen hatırlayarak. Ama ne yazıkki durup da nereye gidiyoruz diye bakmıyoruz. Dairenin dışına çıkıp da aykırı bir şey yapmaya çalışmıyoruz. Sevdiğimizi söylemiyoruz, gitmediğimiz bir yere ulaşmaya çalışmıyoruz, yalın ayak çimlerde koşmaya, güneşin doğuşunu seyretmeye zaman ayırmıyoruz. Dönüp arkaya bakmıyoruz. İleriyi görmeye uğraşmıyoruz. Bence dur demenin zamanı geldi. Çok geç olmadan...